Çocuklarda spora katılım öncesinde, düzenli spor yapan çocuklarda ise düzenli kalp
muayenesinin yapılması önemlidir. Çok yararlı bir aktivite olan ve sağlıklı yaşam için önerilen spor, bazı
riskler de taşımaktadır. Spor yapıldığında, vücudun oksijen ihtiyacı artmaktadır. Bu ihtiyacı
karşılayabilmek için de egzersiz sırasında kalp atım sayısı, kalp kasılma gücü, kalbe dönen kirli kan
miktarı, kalbin pompaladığı kan miktarı ve kan basıncı artar. Sağlıklı bir kalp bu duruma kolayca adapte
olabilir. Ama spor yapan bir çocukta, tanısı konulamamış bir kalp hastalığı varsa, tehlikeli durumlar
ortaya çıkabilir, ne yazık ki egzersiz sırasında veya sonrasında ani ölüm gerçekleşebilir. Bu hastalıklarda
hiçbir bulgu olmadan ilk olarak ani ölüm görülebilir. Sporla ilişkili beklenmeyen ani ölümler toplumda
kalp krizine bağlanmaktadır ama bu yanlış bir bilgidir.
Çocuk ve genç sporcularda sporla ilişkili ani ölümlerin çoğundan, doğuştan olan yapısal kalp
hastalıkları sorumludur. Bu hastalıklar arasında hipertrofik kardiyomiyopati (HKMP), kalbi besleyen
damarlar olan koroner arterlerin doğuştan anormallikleri, aritmojenik sağ ventrikül displazisi, kalpten
çıkan ana damar olan ve vücudu temiz kanla besleyen aort damarının kapağında önemli darlık olması
sayılabilir. Yine bayılma ve ani ölüme neden olabilen, ritim bozukluğu ile giden bazı doğuştan hastalıklar
da vardır. Bunlar uzun ve kısa QT sendromu, Brugada sendromu, Wolf Parkinson White sendromu ve
katekolaminerjik polimorfik ventriküler taşikardi hastalığıdır.
Yapılan çalışmalar, sporcularda ani ölümün en sık nedeninin HKMP hastalığı olduğunu
göstermektedir. Bu hastalıkta, kalbin duvarlarında anormal ve ilerleyici kalınlaşma olmaktadır.
Ekokardiyografi (EKO) adı verilen kalp ultrasonu incelemesi ile kolaylıkla tanı konulabilmektedir.
Doğuştan koroner arter anomalileri içinde ani ölüme en sık yol açabilen hastalık, sol ana
koroner arterin anormal olarak sağ taraftan orijin almasıdır. Egzersiz sırasında göğüs ağrısı, tehlikeli ritim
bozuklukları, bayılma ve ani ölüm görülebilir. Ama, hastaların sadece üçte birinde ani ölüm öncesinde
göğüs ağrısı veya bayılma gibi uyarıcı şikayetler oluşmaktadır. Doğuştan bir hastalık olmadan, çocukluk
döneminde geçirilmiş Kawasaki hastalığına bağlı geç dönemde ortaya çıkan koroner arter bozuklukları
sonucunda da ani ölüm görülebilir. Bu hastalıklardan şüphelenildiğinde, elektrokardiyografi (EKG) adı
verilen ritim filminin anormal olması, kan tahlilinde kalp enzimlerinin yüksek bulunması, EKO
incelemesinde anormalliklerin görülmesi yol gösterici olur. Kesin tanı, bilgisayarlı tomografi veya
anjiyografi işlemiyle konulabilir.
Genetik geçişli bazı hastalıklar, ritim bozukluğuna yatkınlık oluşturmaları nedeniyle sporcu
çocuklarda ani ölüme neden olabilir. Bu hastalıklar yıllarca bulgu vermeyebilir, tanısı konulamayabilir.
Tehlikeli ritim bozukluğu sonucu egzersiz ve yüzme ile, stres veya ani seslerle, bazen de uykuda nöbet
benzeri olay, çarpıntı, bayılma veya ani ölüm ortaya çıkabilir. Bu durumların tanısı konulabilirse gerekli
önlemler alınabilir ve aynı hastalık ihtimali bulunan diğer aile üyeleri de taranabilir.
Tüm çocuklarda spor öncesi ayrıntılı kalp muayenesi gereklidir. Günümüzde, spora
katılım öncesinde yapılan işlemler açısından kabul edilmiş genel bir protokol yoktur, ülkeye ve hastaneye
göre değişmektedir. Her hastada ayrıntılı bir hikaye alınması, soy geçmişin araştırılması, tam bir fizik
muayenenin yapılması, EKG çekilmesi ve EKO incelemesinin yapılması ilk etapta yeterli olur. Olası kalp
hastalıklarına tanı konulmasında öncelikli ve belki de en önemli basamak, bu hastalıkları akla getirmek ve
şüphelenmektir. Gerekli görülen çocuklarda 24 saatlik ritim Holter tetkiki, efor testi, koroner anjiyografi,
kalp MR incelemesi, ilaç provakasyon testleri, elektrofizyolojik çalışma ve genetik tetkikler yapılabilir.
Spor yapan çocuklarda kalp açısından herhangi bir anormallik olmasa bile yılda bir düzenli
kontrol önerilmektedir.